FATMA DEMİR TURGUT
En sevdiğim insanı, annemi ,kanserden kaybetmiş biri olarak, hasta ve hasta yakınlarına bir nebze de olsa yol gösterebilmek umudu ile Prof. Dr. Sevil Bavbek’in kapısını çaldım. 1-7 Nisan arasındaki Kanser Haftası da vesile oldu. Prof. Dr. Sevil Bavbek; 85 yaşında olan ve hastalığını bir türlü kabullenemeyen hastasına – Sizin yerinize 5 yaşındaki torununuzun mu hasta olmasını isterdiniz? diye sorduğunu belirtiyor. Kendimden örnek vermek gerekirse, açıkçası annemin kanserden öleceği benim de hiç aklıma gelmeyen bir şeydi. Kanser olduğunu öğrendiğimde ise, öldüğünde yaşadığım üzüntüden daha derin bir üzüntü yaşadım. O günden sonra da annemi hayalimde her gün kaybettim. Gerçekten kaybettiğimde ise bu düşünceye zaten alışmıştım. Hepimizin öleceğini artık öylesine kabullendim ki…Kısaca genç-yaşlı, eğitimli- eğitimsiz, dindar- dindar olmayan çoğu kişi kanseri kabullenmek istemiyor. Bavbek çok önemli bir şey söylüyor: ‘’Alternatif veya tamamlayıcı tıptan söz ettiğimizde, kişinin ruhsal gücünü arttıran şeylerden bahsetmeyi tercih ediyorum. Bu ,havuç suyu, ananas, yok öküzün safrakesesindeki taşını öğütüp içmekten daha önemli . Hastalarıma “biraz ,teslimiyet ve tevekkül” diyorum.’’
KANSER HASTA VE HASTA YAKINLARINA ÖNERİLER
–Kanseri kabullenmek hastalıkta mücadelede çok önemli bir adımdır.Ama ne yazık ki biz ‘çocuk-ergen bir toplumuz.’’Gerçek dışı beklentiler ne hastaya ne de hasta yakınına fayda sağlamaz.
– Hastanın kanser olduğunu bilmeye hakkı vardır. Tanının söylenmemesi,aile bireylerinin hasta adına tüm kararları vermesi işi iyice zorlaştırmaktadır.
–Bilinmeli ki; hiç yan etki olmadan tedavi olmak,canı yanmadan ameliyat olmak işlevleri etkilenmeden organ kaybetmek, yaşlanmamak, hiç ölmemek, kurtuluşu olmayan bir hastalığı yenmek mümkün değildir.
-Sürekli mucizeler beklemek, hastalığın adını ağzına almamak, kötü gidişat için sürekli suçlu aramak fayda sağlamaz.
-Hastalığının ve kendi durumunun gerçekliğini kabullenmiş, ne yaptığını ve niye yaptığını bilen insanların hastalık ve eşlik eden sorunlarla daha rahat başa çıkabildiğini gözlemliyoruz.
–Kanserli hastalar ve yakınları arasında herkesin birbirine zorla kabul ettirmeye çalıştığı bir klişe var: ‘‘Moralini bozmayacaksın’’. Tanıyla karşılaşmış, ilk şok, üzüntü, sorgulama, isyan süreçlerini bir hastanın sağlıklı bir şekilde yaşaması olayı atlatması için şarttır. Bu kişiye moral bozmamasını telkin etmek gerçekçi değildir.
-Stres- kanser ilişkisi çalışmalarda tutarlı olarak izlenmemektedir. İnsan hayatından stres yok edilemez ama insanlar stres faktörleri ile farklı şekillerde başa çıkarlar.
– Tedavi ekibine güven duyan, genellikle hayata olumlu bakan, kadere inanan, teslimiyet duygusu olan insanların işlerinin yolunda gittiği, buna karşılık kuşkucu, güvensiz, kötümser ve vesveseli hastaların başına korkularının geldiği yolundadır.
-Kanser genellikle ancak belli evrelerde yakalanırsa kurtuluş mümkündür. Her kanser için bu eşik evre farklı olabilir.
-Çok ileri evrede olup da tamamen iyileşebilen nadir hastalıklar mevcuttur, ama prensip olarak uzak metastaz yapmış bir kanserin tamamen iyileşmesi beklenmez.
– Hastanın hekimiyle hastalığın üzerinden ne kadar sure geçtiğinde rahat bir nefes alması gerektiğini birebir konuşması ve garanti beklememesi gerekir.
-Yiyecekler ve kanser basında, özellikle TV ekranlarında önemli yer tutmakta ama maalesef çok da doğru ve gerçekçi olarak ele alınmamaktadır.
-Yiyecek-kanser ilişkisinde kansere yakalanmamak için uyulması gereken kurallar ayrı ele alınmalı, bir kez kanser olmuş kişiye ise hastalığının özelliğine, yaşına, alışkanlıklarına, yaşam felsefesine göre öneride bulunulmalıdır.
-Genel olarak kanserden korunma adına yaşadığımız coğrafya konusunda ne kadar şanslı olduğumuzu bilmeliyiz. Fazla kalori almak ve hareketsizlik modern insanın temel kusuru. Ancak sürekli çok sıkı diyette olmanın yaratacağı mutsuzluğun da hesaba katılması gerekmektedir.
-Prostat kanserli ve meme kanserli hastaların şişmanlamaması, ideal kiloda kalması, şekerden kaçınması ve egzersiz yapması hayati önem taşıyor.
-Buna karşılık yaşamının son dönemine gelmiş, hastalığın çok ilerlediği bireylerde aşırı diyetler yapılmamalı, kalori alabileceği her gıda mübah sayılmalıdır
10-15 sene içinde önemli gelişmeler oldu. Özellikle robotik ve laparoskopik cerrahi teknikler nedeni ile hastalar çabuk iyileşmekte ve kanser tedavisi de erken başlamakta. Radyoterapi cihazlarında gelişme ve bilgisayar teknolojisinin birleşimi ile radyasyon tam verilmesi gereken yere daha doğru dozda, normal dokuları daha iyi koruyarak uygulanabilmektedir. Kemoterapi ilaçlarının daha az yan etkisi olan yeni türevleri ve türleri, gelişen destek tedavi ürünlerinin eşliğinde kanser tedavisinde yaşam kalitesini artırmıştır. Ayrıca hastayla dost ilaçlar her yaştan, özellikle ileri yaştan hastaların da tedaviden yararlanmasını sağlamakta. Kanser hücresi yüzeyinde bulunan farklılaşmış veya miktarı artmış moleküler yapılar tanımlanmış ve bunlara karşı hedefe yönelik tedaviler geliştirilmiştir .
KANSERİ YENEN ÜNLÜ İSİMLER
YILDIZ TİLBE: Ünlü sanatçı Yıldız Tilbe,2004 yılında rahatsızlanıp doktora gittiğinde rahim ağzı kanseri olduğunu öğrendi. Tilbe, ameliyat oldu. Gördüğü tedavinin ardından da kanserden kurtuldu. Yıldız Tilbe yapılan bir röportajda şöyle demişti :’’İnsanın bir derdi olunca o vücudunda bir sorun olarak ortaya çıkabiliyor.Şimdi hiçbir şeyin o kadar da kafaya takılmaya değer olmadığını, gereksiz şeylerle üzülmemem gerektiğini öğrendim. Allah’tan bir çocuğum var, yoksa bir daha çocuğum olamayacak diye kahrolurdum.’’
YILMAZ MORGÜL: 1995-2000 yılları Yılmaz Morgül için hiç de kolay geçmedi. Bir tür deri kanseri olan Melanom’a yakalanan Morgül, kanserle 5 yıllık mücadelesinden zaferle çıktı. Morgül kanseri nasıl yendiğini şu cümlelerle anlatmıştı : ‘‘Bu hastalık Allah´tan geldi, şifasını da Allah verecek diyordum. Her hastalığın ayeti var. Beş yıl onları okudum.’’
FİLİZ AKIN: Yeşilçam’ın unutulmaz sarışın aktiristi olan Filiz Akın da kanseri yenen ünlülerden. 2002 yılında boynunda şişlikler çıkınca doktora giden Akın’ın, burun arkası kanseri (nazofarenks) olduğu anlaşılır. Ameliyat olan ve uzun süre tedavi gören Akın, kanseri yenmeyi başarır.Filiz Akın: ” Neşeli olmaya moralimi iyi tutmaya çalıştım. Olmuş bir kere, atlatmak zorundayım diye düşündüm.Pozitif düşünün, moralinizi yüksek tutun, stres, sigara ve diğer etmenlere izin vermeyin” diyor.
NİLÜFER: Ünlü sanatçı Nilüfer, 2011 yılında kontrol amaçlı gittiği hastanede memesinde kitle olduğunu öğrendi. Yapılan tetkiklerde de kitlenin kötü huylu olduğu ortaya çıktı. Yapılan tedavilerden sonra kanseri yenen ve sahnelere geri dönen sanatçı şöyle demişti: “Ben küçükken hiç ölmeyeceğimi zannederdim. Bir yolunu bulurum, ölmem diye düşünürdüm. Ölümsüzlüğü bulacağıma inanırdım. Büyüdükçe, yaş aldıkça öyle olmadığını gördüm. Bir gün herkesin öleceğini kavradığımda ise hayata daha sıkı tutunmak gerektiğini anladım. Allah hepinize sağlık versin.”
VAHİDE GÖRDÜM: Oyuncu Vahide Gördüm de 2011 yılında check-up için gittiği doktorda meme kanseri olduğunu öğrendi. Ameliyat olan ve ardından kemoterapi gören Gördüm, 2 sene süren mücadelesinin ardından kanserden kurtuldu. Gördüm bir röportajda şöyle demişti: ‘’Sevimsiz zamanları sigara ortamında geçirerek vücuduma haksızlık etmişim yıllarca; özellikle televizyon işi yaparken. ‘’
ARZUM ONAN: Eski Türkiye güzeli Arzum Onan , 2005 yılında rutin yaptırdığı muayenelerde tiroidinde kitle olduğunu öğrendi. Ameliyat olan ve radyoaktif iyot tedavisi gören Onan, kanserle mücadelesini kazandı. Onan kanseri yendiğini şu sözlerle dile getirdi: “Sevgi her şeyin ilacı oldu.”
DEFNE SAMYELİ: Eski Türkiye güzeli ve haber spikeri Samyeli, 2000 yılında rahim kanserine yakalandı. Gördüğü tedavi sonucu kanseri yenmeyi başaran Samyeli; o dönemde şunları söylemişti: “Tüm kadınlara jinekolojik testlerini aksatmadan yaptırmalarını tavsiye ediyorum. Belirtiler kendini gösterdiğinde çok geç olabiliyor.”
MİCHAEL DOUGLAS: Amerikalı Ünlü oyuncu Michael Douglas da, gırtlak kanseri ile mücadele etti.67 yaşındaki Douglas, Amerikan NBC televizyonuna, son yaptırdığı testlerin gırtlağındaki tümörün yok olduğunu gösterdiğini ve hastalığı geride bıraktığına inandığını açıkladı. Douglas kanser tedavisi nedeni ile çok kilo vermiş, New York’ta kızını okula götürürken görüntülenmişti.
KYLİE MİNOGUE : Dünyaca ünlü şarkıcı Kylie Minogue,2005 yılında geçtiği kontrollerde meme kanseri olduğunu öğrendi. Bir yıl süren kemoterapinin ardından hastalığı yenen Minogue yapılan bir röportajda şöyle demişti; ‘‘Doğruyu söylemek gerekirse; benim asıl ilacım kemoterapi değil sevgiydi.’’
ROBERT DE NİRO: Dünyaca ünlü aktör De Niro’nun, 2003 yılında prostat kanseri olduğu ortaya çıkmıştı. Çok sık tahliller yaptıran De Niro’nun hastalığı erken teşhis edilmişti. Kanserden kurtulan Oscar ödüllü oyuncu hastalığına ilişkin bugüne kadar hiç açıklama yapmadı.
Yorum yok